Avrupa Birliği, Çin’in Elektrikli Otomobillerini Daha Pahalı Hale Getirmeye Hazırlanıyor

BYD Seagull, kompakt, uygun fiyatlı ve özenle tasarlanmış bir elektrikli araçtır (EV). Hız rekorları kırmayı vaat etmese de, bütçenizi zorlamayacak bir şehir aracı olarak öne çıkıyor. Çin’de başlangıç fiyatı 69.800 yuan (9.600 $; 7.500 £) civarında olan bu araç, Avrupa pazarına sunulduğunda güvenlik düzenlemeleri nedeniyle fiyatının en az iki katına çıkması bekleniyor. Buna rağmen, elektrikli araç standartlarına göre hala oldukça ucuz sayılacak.

Bu durum Avrupalı üreticiler için endişe kaynağı. Seagull’un, yerel otomobillerin aleyhine, Çin yapımı modeller arasında pazar payını hızla artıran bir tehdit haline gelmesinden korkuluyor. Son yirmi yılda Çin’in yerli otomobil endüstrisi hızlı bir büyüme gösterdi. Bu gelişme, 2015’te Pekin’de Komünist Parti tarafından başlatılan ve 10 yıl sürecek “Çin Malı 2025” stratejisinin önemli bir parçası olarak, batarya sektöründeki ilerlemeyle desteklendi.

Sonuç olarak, BYD gibi şirketler, Tesla ile dünyanın en büyük elektrikli araç üreticisi unvanı için yarışacak seviyeye geldi. MG markasının sahibi SAIC ve Volvo’nun sahibi Geely gibi köklü devler de EV pazarında büyük oyuncular haline geldi. Uluslararası Enerji Ajansı’nın yıllık Küresel EV Görünümü raporuna göre, geçen yıl Çin’de sekiz milyondan fazla elektrikli araç satıldı ve bu, dünya toplamının yaklaşık %60’ına denk geliyor.

Ancak bu durum, Avrupa ve ABD’deki politika yapıcılar için endişe verici. Çinli markaların kapasite fazlalığı ve uluslararası pazarlara açılmaları, yerel şirketlerin rekabet edemeyeceği korkusunu doğuruyor. Yerli üretime sağlanan büyük sübvansiyonların, Çinli firmaların fiyatlarını rakiplerinin ulaşamayacağı seviyelerde tutmasına olanak tanıdığı öne sürülüyor. İsviçre bankası UBS’nin Eylül ayında yayımladığı bir rapora göre, Çin’in bu alandaki avantajı gerçek. BYD’nin, köklü global otomobil üreticilerinden yaklaşık %25 daha düşük maliyetle araç üretebildiği iddia ediliyor.

BYD ve diğer Çinli firmaların, kitlelere yönelik yüksek teknolojili, düşük maliyetli elektrikli araçlarla dünya pazarını ele geçirmeye hazır olduğu belirtiliyor. Bu yılın başlarında Amerikan İmalat İttifakı, ucuz Çin arabalarının ABD otomobil endüstrisi için “varoluşsal bir tehdit” oluşturabileceği konusunda uyardı. “Kaybedecek zaman yok” diyerek, bu ithalatları engellemek için kararlı ve uyumlu bir çaba çağrısında bulundu.

Geçen ay ABD, bu konuda kararlı bir adım attı. Biden yönetimi, Çin’den akülü otomobil ithalatına uygulanan gümrük vergisini %25’ten %100’e çıkardı. ABD’de Çin yapımı elektrikli araçların satışları şu anda ihmal edilebilir düzeyde ve yeni tarifelerle muhtemelen bu şekilde kalacak. Bu hamle, Pekin tarafından “açık korumacılık” olarak kınanan ve Çin’den yapılan ithalatı hedef alan daha geniş bir önlem paketinin parçasıydı.

Aynı zamanda ABD, yerli üretim araçların satın alınmasını daha cazip hale getiren vergi teşvikleri ile kendi otomobil endüstrisini destekliyor. Avrupa Birliği ise sert söylemlerine rağmen daha ılımlı bir yaklaşım sergiliyor. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, geçen yıl Eylül ayında yaptığı Birliğin Durumu konuşmasında Çin ithalatına yönelik bir soruşturma başlatılacağını duyurdu. “Küresel pazarlar artık daha ucuz Çin elektrikli otomobilleriyle dolup taşıyor” dedi. “Fiyatları devasa devlet sübvansiyonlarıyla yapay olarak düşük tutuluyor. Bu da pazarımızı olumsuz etkiliyor.”

Bu soruşturmanın ilk sonuçları yakında açıklanacak. Komisyonun, Çin’den ithal edilen elektrikli araçlara uygulanan vergileri, üçüncü ülkelerden yapılan ithalatlar için %10 olan standart seviyeden %20 ila %25 arasına geçici olarak yükseltmesi bekleniyor.